>>K o R n<<

 

 

         

    

   

    

    

    

   

 

 

 

 

  

   

   

  

                                       
                                


1991 yilinda Nirvana ve Pearl Jam rock piyasasinin yeni “kuzey”i oldugu zaman, onlardan once gelenlerin rockstar imajlarini cope atip, short, t-shirt siradan insan imajini da yanlarinda getirdiler. Benim kisaca “skateboard” gencligi terimini kullanacagim kitle, ilk o yil topluma acildi. Ozellikle Amerikan muzik piyasasinda   bir tarz tuttugu zaman kisa surede yuzlerce taklitcisi kendine dinleyici bulma savasi verir. Stone Temple Pilots, Bush, Candlebox, Alice In Chains, Soundgarden, Smashing Pumpkins bu yeni grunge ekolunden 90’larin ilk yarisinda en faydalanan gruplar oldular.

Grunge ve Alt-Rock’in altin devrinin son yillarinda 1994 yilinda KORN ayni adli ilk albumunu cikardi. “Skateboard” gencliginin butun ozelliklerini uzerinde tasiyan grup buna ek olarak thrash metal ile bas gitar agirlikli hip hop’I birlestiren bir tarz ile ozellikle 90’li yillarin ikinci yarisinda grunge’in yerini alacak rock sound’un adini koydular. Rage Against the Machine ve Anthrax bu tarzin ilk orneklerini verdilerse de buyuk kitlelere bunu en iyi tasiyan grup Los Angeles’li KORN oldu. Daha sonra tureyen taklitlerinden grubu ayiran en onemli ozellik, diger uyeleri bol jean, short, t-shirt, kisa sac, dovme imajina sahipken, Bauhaus ve Misfits ekolunden gelen vokalist Jonathan Davis, uzun saci, simsiyah kiyafetleri, goth imaji ve Prince’den, bogurene ondan da Exorcist’de ki Linda Blair sesine donusebilen vokaliyle (bunlarin hepsi ayni sarkida!) bir anda skateboard gencliginin yeni idolu oldu. Sarki sozleri ise, Eddie Vedder ve Trent Reznor’in bir adim otesi, ben kucukken tacize ugradim, okulda bana escinsel dediler, (Ilk albumlerindeki “faggot” sarkisinda “I am just a pretty boy, you fucking son of a bitch!” diye bagirir Davis) her gun intihar etmeyi dusunuyorum, “I don’t know your fucking name, so what? Let’s fuck!”, “Feeling like a freak on a leash, everyday I get no release” ile gercekten rahatsiz ve sorunlu bir insanin ruhsal durumunu yansitiyordu.

1996’da cikardiklari LIFE IS PEACHY albumu, buyuk hit sarkilari “A.D.I.D.A.S” ve Ice Cube cover’lari “WICKED” ile artik bitmis grunge ve alt-rock’in tahtini bu yeni tarz ve KORN ele gecirdi. Hemen ardindan Limp Bizkit, Staind, System of a Down, Incubus gibi gruplar ayni tarzi listelere tasidilar.  Korn’un superstar olmasi ise, taklitlerinin artik parmakla sayilacak miktari bir hayli gectigi 1998 yilinda cikardiklari FOLLOW THE LEADER albumunun Billboard’a bir numaradan girip haftalarca inmemesi ile gerceklesti. Yarattiklari tarzin kesinlikle en iyi albumu olan LEADER, Spawn’in dizayncisi Todd MacFarlane cizimli kapagindan tutun, ilk 12 sarkisinin bos olup, 13.   “COME ON” isimli davet sarkisiyla baslayip, en buyuk hit sarkilari “GOT THE LIFE” ve yine McFarlane dizaynli videoklipleri “FREAK ON A LEASH” ile 14-20 yas grubu Backstreet Boys ve N Synch dinlemeyi anti-cool bulan gencligin ilahi oldular. Imajindan-sounduna taklitlerinin inanilmaz boyutlara geldigi 1999’un sonunda ISSUES albumunu cikardiklari zaman KORN artik ulkenin en buyuk rock grubuydu. (Bush ayni zamanda “Science of Things” albumunu cikardiginda piyasada Korn varken ne sansiniz var diye soran muhabire Gavin kisaca “You can’t outrock Korn” diye cevap vermisti).

KORN dendigi zaman benim aklima, her albumunden en az 3 tane muhtesem sarki, 14-20 yas grubu elinde bira kutulu skateboard gencligi ve onlarin orospu kilikli ayni yas grubu kiz arkadaslari geliyor. Kesinlikle katildigim nokta, Korn’un bas agirlikli sert rock soundu arabada dinlemek icin ideal. Bi cesit sert Red Hot Chilli Peppers gibi dusunun. (“Give it away” deki basa yuksek volume’da elektro gitar eklerseniz Korn sound’u olur) Her ne kadar Follow the Leader ve Issues’u  ulkedeki herkes gibi bende ciktiginda hemen aldiysam da SICK AND TWISTED turnelerinin LA ayagina gitmemek icin cok direndim, sonucta bedava bilet ile kandirilmayi basardim. 40.000 kisilik Anaheim Pond Arena’sinda iki gece ust uste sold-out verdikleri konserin ikinci gunune giderken beklentim haliye minimumdu. Sirada beklerken yas ortalamasini bir hayli yukselttigimiz , 14-18 yas grubu bir takim salas kiyafetli genc erkek ve yanlarinda dar ve acik giyimli ayni yas grubu, sirtlarinda okul cantali (eminim evden ciktiklari esas kiyafet o cantada olan) kiz arkadaslari gozume carpti. Hic KORN’un bir date grubu olacagi aklima gelmezdi! (Sekerim, bu gece seni SICK AND TWISTED’e goturecegim!). Disarida, beni zorla konsere goturen insanlara saydirirken, iceri girdigim anda konserin ilk artisini verdim. Hayatimda konser salonunda, stadyumda cok konser gordum ama Arena tarzi bir ortamda hic gormemistim. Bir stadyumun alan genisligi olmasa da, bas dondurecek yukseklikte dik oturma yerleri, inanilmaz akustik ses duzeni ile acikcasi burada kimi dinlesem begenebilirdim. Konserin tiklim tiklim olmasi ayri bir artiydi, bu kadar yuksek bir ortamda bosluklar cok goze carpardi.

KORN sahneye  ciktiginda kiyamet koptu…grubun butun uyeleri klasik grunge uniformasi giyerken Davis simsiyah cubbe tarzi bir kiyafetle cikti. Daha ilk 20 dakikada “A.d.i.d.a.s.”, “Come On”, “Got the Life” ve “Falling away from me” gibi en bilinen sarkilarini soyleyip aradan cikardilar. Sahne dizayni ayri guzeldi, sahnenin heryerinde mesaleler, sagda ve solda ozel misafirlerin oldugu 20’ser kisilik iki pit (daha sonra kameralar gosterdi, Orgy, Limp Bizkit uyeleri, Ice Cube gibi LA starlari vardi o pit’lerde), Millenium Falcon’un penceresine benzeyen 3 tane dev ekran… Belki cok az beklentim oldugu icin olabilir ama gercekten etkileyici bir ortamdi. Uzerine grup sarki arasi dahi vermeden sarki uzerine sarki caldilar, arada “biz KORN, Amerikanin bir numarali grubuyuz., naber genclik egleniyor muyuz?” gibi bi ego-trip bile olmadi. (Zaten Davis utangac ve sikilgan bir tip, anti-medya adami) Bu aralar yeni albumlerinin radyoda bir hayli calan sarkisi “it just makes me bad” disinda benim Issues’dan cok sevdigim sarki yok, zaten grup ta konsere yeni albumu tanitmak degil de Greatest Hits calalim diye yaklasti, bir de cok uzatmadan bitirdiler, o yuzden tadinda bir konser oldu. En son “Blind” I soylemeye ciktiklarinda, sahneye Maiden’in Eddie’si tarzi Issues’un kapagindaki hirpalanmis sari bebegi cikardilar. Butun imajini seks, uyusturucu, bunalim ve siddet uzerine kuran bir grup icin cok saglam bir konserdi. Bol bol, soyunan illegal genc kiz gorduk konserde. Bizim zamanimizda Korn tarzi bir alternatifleri yoktu,
bunlarin hepsi New Kids on the Block dinlerdi. Insan ne cabuk buyuyor…